Tatilde
Hikâyeler Anlatalım Çocuklarımıza!
Kısa
bir süre önce okullar tatile girdi. Çocuklarımızla birlikte; aslında ebeveynler
de tatile girdi gibi! Öyle ya biz anne ve babalar da çocuklarımızla birlikte
eğitme devem etmiyor muyuz?
Peki,
tatil demek eğitimin bittiği an mıdır?
Eğitim
sadece okul sıralarında, dört duvar arasında mı gerçekleşmelidir?
Unutmamalıyız
ki;
Yaradılıştan
doyumsuz olan insan, nefsini kontrol altına almada sistemli bir eğitim
almamışsa, ileriki yaş evrelerinde kendi mutsuzluğunu, dolayısıyla da çevresel
mutsuzluğun kaynağı olurken, nefsinin mahkûmu olup, bu yönde zulmün kaynağı
haline gelebilir.
Ya
da yaşadığı toplumda silik, beceriksiz, kendine güveni olmayan, karşılaştığı
her sonuçla ilgili kendini suçlayan biri haline gelir ki; o zaman kendine ve
çevresine karşı düşmanca tutum geliştirebilir.
Bu
hal insanı yaşadığı ailede, sitede, mahallede vb. genişleyen dairede çekilmez,
sorunların kaynağı, karmaşık davranışlar gösteren biri haline gelebilir.
Bu
hale gelmek bir günde gerçekleşmemekte, çocukluk döneminden başlayan
aldığı/yaşadıklarının neticesindedir.
Tatil
değimiz zaman diliminde aslında çocuklarımızı hayata hazırlama açısından
eğitsel bağlamda en önemli kazanımlara zemin de olabilir.
Daha
önce fırsat bulamadığımız nedeniyle çocuklarımızla daha yakın olabilir, bizim
çocukluğumuzda bizlere anlatılan masalları, hikâyeleri çocuklarımızla
paylaşabiliriz. Üstelik bu uygulamamız onlara yakınlaşma, onları hayata ve
okula hazır olmaları açısından da fırsat olabilir.
Demir ve Akengin de çocuklara eğitsel
bağlamda hikayeleranlatılması yönünde; “Hikaye
kullanımı çocukların tarihsel farkındalık akademik başarı kazanmaları için
önemli bir fayda sağlar”demektedir.
Çocuklara hikayeler anlatmak onlarda;
Ø Kafa karıştırıcı ve muammalı geçmişten bir anlam
çıkarmalarında önemli bir rol oynar,
Ø Hikayede anlatılanların zihinde canlandırılması
suretiyle dikkat çeker,
Ø Milli duyguları güçlendirir, değerlerin
kazanılmasında karşılaştırmalı irdeleme imkanı sağlar, anlatılan hikaye tarihi
yönü varsa, tarihin aslında hayatın kendisi olduğunu kavramasını sağlar,
Ø Çocuklara deneyimlerinin ötesinde farklı dünyalar
sunar,
Ø Çocukların öyküdeki kahramanların inanç ve
eylemlerini keşfederek sıradan ve güçlü olan insanların duygu ve olaylar karşısındaki
tavır ve davranışları değerlendirmesine imkan sağlar,
Ø Uzak geçmişin daha rahat öğretilmesine yardımcı olurken,
geçmişin günümüze getirirken, geçmiş karakterlere zihin dünyasında hayat verir,
Ø Çocukların dinlemeye, okumaya olan ilgisini artırır,
kelime dağarcıklarını zenginleştirir.,
Ø Hikayedekikültürel
farkındalıkları anlamasına yardım eder,
Ø Hikayelerde
yer alan karakterler kadar, yerler hakkında da hayal gücünü gücüneişlev
kazandırır,
Ø “Sonra”
ve “Şimdi” kavramları kadar “Değişim” ve “Süreklilik” kavramlarını da geliştirmesine
katkı sağlar,
Ø Bütün
insanların çeşitli ihtiyaçlara sahip olduğu kadar, kıtlık, sel, deprem vb.
problemlerle de karşılaşabileceklerinin farkına vardırır,
Akademik açıdan da anlamlı olan bu kazanımları
çocuklarımıza kazandırmak yönünde tatil fırsatını değerlendirerek yavrularımıza
”Hikâyeler anlatmak” yönünde değerlendirmek onların tüm günlerini PC, tablet
veya android cep telefonlarının sanal oyunlarında zaman kaybetmelerinden daha
iyi değil mi?
Bu
duygular içinde yaşadığımız o kocaman tatil günlerini, Ramazan ayının tüm
güzelliklerini, değer odaklı hikâyeleranlatarak, çocuklarımızla paylaşmamız
yönünde değerlendirmemizin de nasibimiz olması dualarımızla…
-------------
*
Demir, S. B. Ve Akengin, H. (2011), Hikâyelerle Sosyal Bilgiler Öğretimi, Pegem
A Yayıncılık, Ankara.
Metin AKGÜN
Maarif Müfettişi
Eğitimde Kaliteyi
Geliştirme Derneği Genel Başkanı
|
No comments: